Yatırım için ilk tercih: Türkiye
‘Oracle Cloud Day 2016’, Oracle Türkiye Genel Müdürü ve Başkan Yardımcısı Filiz Doğan ile Oracle MEA, Türkiye ve Orta Asya Kıdemli Başkan Yardımcısı Abdul Rahman Al Thehaiban’ın katılımıyla 18 Şubat tarihinde Ankara’da düzenlendi.
BT kaynaklarını genişletmek için bulutun etkin kullanımının, artırılmış erişilebilirlikten, gelişmiş güvenliğe kadar sağlanan kapsamlı bulut hizmetlerinin sağladığı avantajların irdelendiği, kamu ve özel sektörün yetkililerinin katıldığı ‘Oracle Cloud Day 2016’da; Doğan ve Al Thehaiban ile Oracle’ın bulut yaklaşımını, Türkiye vizyonunu konuştuk. Oracle’ın 10 yıldır, Ar-Ge’den, tüm alt mimariyi değiştirmeye kadar buluta yatırım yaptığını söyleyen Doğan, platformu da servis odaklı olarak sunmaya başladıklarını kaydetti. Doğan, “Buluta geçerken bir takım standartları belirlemek zorundaydık. En kritik sorun da; güvenlik olarak karşımıza çıkıyor. Buluttan servis veriyor isem, verinizi görmeyeceğimi garanti etmeliyim ve kriptolamayı kullanmalıyım” açıklamasını yaptı. Bu yıl M7 işlemcisini de anons ettiklerini belirten Doğan, bunun dünyanın ilk ‘Software in Silicon’ çözümü olduğunu kaydetti. Filiz Doğan, “Verinin şifrelenmesi işlemci sayesinde yapılıyor. Buluta her şeyinizi taşımaya uzak olabilirsiniz ama adım adım buluta geçebilirsiniz” dedi.
Demografik dönüşüm teknolojik dönüşümü gerekli kılıyor
Abdul Rahman Al Thehaiban, yöneticilerin; finansal gelişim ve iş çevikliğiyle girilecek yeni pazarlar istediklerine dikkat çekerek bunun da ‘hayatta kalmak’ için zorunluluk olduğunu dile getirdi. “Demografik dönüşüm teknolojik dönüşümü gerekli kılıyor” ifadesini kullanan Al Thehaiban, Oracle bulut çözümlerini, müşteri ihtiyacını karşılamaya yönelik kapsamlı çözümler olarak tanımlayarak; Hizmet Olarak Yazılım (SaaS), Hizmet Olarak Platform (PaaS) ve Hizmet Olarak Altyapı’dan (IaaS) söz ederek tasarım hedeflerini de şöyle sıraladı: Maliyet, güvenilirlik, performans, standartlar, uyumluluk ve güvenlik. ‘Oracle Bulut’un siber saldırılara karşı her zaman etkin ve kesintisiz koruma sağladığının altını çizen Al Thehaiban, bu bulut yolculuğunu; ‘tam dönüşüm’ olarak açıklayarak “Dağıtım modelinize siz karar verin” dedi ve şunları ekledi: “ ‘Oracle Bulut Platformu’; veritabanı olarak ‘Oracle Database’’i, uygulama sunucusu olarak da ‘Oracle Fusion Middleware’i temel alıyor. Veri tabanı ve orta katman mimarilerde ‘Oracle Bulut’u kullanan önemli kurumlarımız arasında; Milli Eğitim Bakanlığı ve ODTÜ Geliştirme Vakfı Okulları bulunuyor.” Filiz Doğan da, MEB’in inovatif projeler çıkardığına dikkat çekerek “Sistem kurup yönetmektense, Oracle’ın bulutuna taşımak, öğrencilerin kullanımına açmak çok inovatif bir düşünce” değerlendirmesini yaptı.
Önce eğitim – sonra yatırım
Buluta geçilmesinin önemli sebepleri arasında, daha hesaplı ve daha kapsamlı hizmet sunabilme olduğunu yineleyen Abdul Rahman Al Thehaiban, kullanıcı nüfusunun daha gençleştiğine ve ihtiyaçlarının arttığına dikkat çekti. “Kullanıcının ihtiyacındaki değişim ve hızı öngördüğümüzden dolayı değişim için önceden hazırlandık” ifadesini kullanan Al Thehaiban, özellikle mobil teknolojilerinin ilerlemesinden dolayı bu değişimin kaçınılmaz olduğunun altını çizerek “Kullanıcı farklı, ihtiyaç-talep farklı, her şey değişti; o nedenle ‘Oracle Day’i de ‘Oracle Cloud Day’ yaptık. Şimdi eğilim bulutta; bu nedenle markalaştırdık. Güçlü veritabanımızla bulutu kullanıyoruz, sadece bulutta çalışan firmalar ancak küçük bölgelere servis verebiliyor” şeklinde konuştu. Türkiye’nin bölgenin merkezi olduğuna dikkat çeken Al Thehaiban, “Türkiye, Avrupa standartlarına çok yakın. Genç ve dinamik bir nüfusa sahip; hatta Avrupa’nın en genci. Son 10 yılda nüfus yüzde 10 büyüdü; nüfusun yüzde 50’den fazlası da 30 yaşın altında. Diğer yandan devlet BT için yatırımı üçe katladı ve Türkiye Avrupa’da BT kullanımı en büyük ülke konumunda. Biz bu verilerle Türkiye’yi ihmal edemeyiz. Bu potansiyele, tüm servis üretenler ayak uydurmak zorunda. Bu talebe karşılık verecek teknolojik hizmeti sunmak için eğer hükümet ve özel sektör yatırım yapmazsa problem olur. Türkiye’nin bölgenin en gelişmiş ülkesi olması için yeterli potansiyel mevcut. Yatırım yapmadan önce eğitim vermemiz gerekiyor, bu şekilde gereken özel yatırımı yapabiliriz. Gereken özel yatırımı yapabilmek için zemin hazırlamamız gerekiyor” dedi. En güçlü ve yetenekli ekiplerinin Türkiye’de olduğunu vurgulayan Al Thehaiban, şunları kaydetti: “ Yerel bir ekip oluşturmaya çalışıyoruz. Bu gerçekleştikçe yatırımımızı artıracağız. Yatırım için; Türkiye ilk tercihimiz. Hükümetle, her iki tarafın yararına olacak her türlü iş birliğine açığız. Hükümetler genelde ‘bulut’ kullanmaya kapalı ve önyargılı. Yüzde 50 genç nüfus ve ilerici bir vizyonla Türkiye bunun gerisinde kalamaz.” Al Thehaiban, Tükiye’de BT’ye büyük bir tutku olduğuna dikkat çekerek “Pazar; ilerleme sağlamak ve yenilikler için en iyi potansiyele, dinamizme sahip. Bütün bu verilere dayanarak söyleyebilirim ki Türkiye’de hizmet vermeye devam edeceğiz, yatırımlarımızı artıracağız. Ülkenin BT stratejisinin bir bölümü olmak için elimizden gelen her şeyi yapacağız” şeklinde konuştu.