YAZILIM İHRACATINDA BAŞARI HİKAYELERİ ÖRNEK ALINMALI
Geçen yıllarda TÜBISAD tarafından yapılan bir araştırmada, bir kişiyi iş hayatına kazandırmak için yapılması gereken yatırım miktarının sanayi için 70 bin dolar, hizmetler için 50 bin dolar, bilişim için ise sadece 5 bin dolar olduğu belirtiliyor. Bu açıdan bakarsak, yeni mezunlarımızın, BT sektörüne kendi girişimlerini yaparak girmelerinin önündeki tek engelin işe yarayacak bir fikir, çözüm ve ürün olduğu düşünülebilir. Yani gençlerimiz, sektörümüzde kendi yatırımlarını yapmaları için, sadece kendi hayal güçleri ile kısıtlı. İrlanda’nın ortalama 4 milyon nüfus, 35 bin BT çalışanı ile, 1.92 milyar dolar bilişim sektörü ürün ve servis ihracatı yaptığı, İsrail’in ortalama 7 milyon nüfus, 25 bin BT çalışanı, 1 milyar dolar ihracat geliri yarattığı bir sektörden söz ediyoruz. Ülke nüfusundan gidersek, 70 milyon nüfus ile, BT ürün ve servis ihracında İsrail ile aynı değeri yaratabilsek, 10 milyar dolar ek milli gelir işten değil. Bu bilgileri veren Forcepoint Türkiye Ülke Müdürü Levent Turan, şu detayları paylaştı:
“Kalkınma planlarına BT sektörünü koyan hükümetler, Ar-Ge faaliyetleri için sadece devlet teşviği ile kalmamış, üniversitelerin ilgili birimlerinin kurulması için gerekli yatırımları yapmış, özel firmalara vergi avantajları gibi kolaylıklar sağlayarak ülkelerine çok sayıda yabancı yatırım da almış durumdalar. Öte yandan, ürünlerin uluslararası pazarda tanıtılması ve ihracatın desteklenmesi için milli bir stratejinin olması önemli. Yazılım ihracatını geliştirmek ve yabancı yatırım almak için İrlanda’daki IDA (Industrial Development Authority), Hindistan’daki NASSCOM (Nat. Ass.of Software and Services Companies) bazı devlet kurumlarına örnek. Dolayısı ile, genç girişimcilere daha çok devlet desteği, vergi muafiyeti, ilk yatırım desteği gibi konularda, devletten daha çok destek beklenebilir.”
Ticari bilgiler de eğitimlere eklenmeli
Ekibini kurup, fikrini hayata geçirmek üzere yazılım üretmeye başlayan gençlerin başarılı olmaları için en önemli eksikleri tecrübe ve ticaret hayatı hakkındaki bilgi birikimi. Bunun için de kendilerine “gri saçlı” bir büyüklerini danışman olarak alabilirse, başarıya daha hızlı ulaşmaları mümkün olabilir. İhtiyaca yönelik iyi bir çözüm, hayatı kolaylaştıran bir mobil uygulama iyi fikirlerin başlangıç noktası olarak belirlenmeli. “Sanayi-üniversite işbirlikleri geliştirilmeli, üniversitelerde sektörün başarılı girişimcilerinden daha çok konuşmacı olarak yararlanılmalı, ilgili bölümlerin son sınıflarına, sadece network, siber güvenlik, yazılım gibi teknik konuları değil, iş hukuku, ticaret kanunu, borçlar kanunu gibi ticari bilgilerin de ele alındığı girişimcilik programları eklenmeli” önerisini yapan Levent Turan, şöyle devam etti:
Ar-Ge’ye ayrılan kaynaklar daha da artırılmalı
“Hindistan, İrlanda ve İsrail’ in başarısının altında yatan faktörleri incelediğimizde, üç ülkenin de milli bir vizyon çerçevesinde planlı çalışmalarının en öncelikli etken olduğunu belirtmiştik. Bununla birlikte, üç ülkenin de farklı stratejiler belirlediğini gözlemliyoruz. Yazılım uzmanlarımızın diğer ülkelerde çalışarak deneyim ve bilgilerini artırmaları için ülkeler arası anlaşmalar yapılmalı. Hedeflenen deneyimleri elde eden bu insanların geri gelerek bu alanda katalizör etkisi yaratmaları sağlanmalı. Vergi teşviği, istihdam garantisi, taşeronluk anlaşmaları ile, daha çok yabancı bilişim yatırımcısının ülkemize gelmesi teşvik edilmeli. “Bilişim Vadisi” gibi oluşumlar için yapılan çalışmalar hızlandırılmalı. Resmi her seviye uluslararası ziyarette, bilişim sektörüne vurgu yapılarak, ikili bilişim anlaşmaları yapılmalı. Otomotiv sektörü gibi ortaklık anlaşmaları ile başlayan yabancı-yerli firma evliliklerinden, yıllar sonra yerel yazılım ve servis ürünleri ortaya çıkabilir. Yazılım sektöründe, ihtiyaçların ulusal kaynakları destekleyecek şekilde karşılanması halinde, gerek üretim süreçlerinde gerekse üretim sonrası destek hizmetlerinde istihdam önemli ölçüde artacaktır.”