Yazılım tanımlı ağ, bir standart halini alacak
Geleneksel ağ sistemlerinin yerine ekonomik, hızlı, sade ve kolay yönetilen, yazılım tanımlı ağ sistemleri geçiyor.
Pandeminin de etkisiyle tüm paydaşları ile daha da büyüyen teknoloji dünyası, kesintisiz iletişim ve bağlantı gücü ihtiyacı ile doğal olarak daha hızlı, daha güçlü ağlara ihtiyaç duyuyor. Konuyla ilgili olarak gerek üretici gerek kullanıcıları buluşturan BTvizyon Dijital toplantısı “Akıllı Ağlar için SD-WAN ve 5G” ihtiyaçlar, öncelikler ve tüm bunlar için gerekliliklere odaklandı. İlk sunumu yapan Civil Çocuk Dünyası IT Müdürü Abdülaziz Akyol, “Yeni Model Network Ağ Mimarileri ve SD-WAN” başlıklı sunumuyla SD-WAN’a neden ihtiyaç duyulduğunu anlattı. SD-WAN’ı ‘üçüncü nesil mimari’ olarak tanımlayan Abdülaziz Akyol, “2010’dan sonra ikinci nesil network ağ mimarisi çıktı. Bu, bizim gibi çok mağazaları olan yerlere yeni sistemler getirdi. Günümüzde ikinci nesil mimariler de yetersiz kaldı” tespitini paylaştı. Civil Mağazacılık olarak SD-WAN projesine 2018 yılında başladıklarını belirten Abdülaziz Akyol, böylece büyük bir değişim sürecine girdiklerini belirtti ve ekledi: “SD-WAN, yazılım tabanlı bir ağ mimarisi olmasından, gücünü donanım ve yazılımla birlikte almanızdan dolayı kazançları, katma değerleri çok yüksek oluyor.” Bu konuda 2017’den bu yana Fortinet ile çalıştıkları bilgisini veren Akyol, şöyle devam etti:
“Yurtiçinde 67, yurtdışını da 70’ten fazla mağazamız, tüm lokasyonlarımızda da SD-WAN var. Amacımız bu noktada akıllı bir network mimarisi kurmak. Bütünleşik mimari, tüm firmalarda SD-WAN’a kapı açıyor. Donanımların ve yazılımların entegre olduğu tek panelden yönetilebilecek bir bütünleşik mimariye geçilmesi gerek. Bizim için SD-WAN tarafında önemli olan belli kurallar var. Bunlardan biri; “Zero Touch” ile dokunmadan kurulum sağlaması. Şu an mağazalara personel göndermiyoruz, çünkü yerinde bir bakım yapmaya ihtiyacımız yok. Bu noktada FortiGate bağlandıktan, mağazaların interneti açıldıktan sonra tüm sistemlerini yapılandırıyor. İkincisi; “One-Optimization.” Burada 3G yedeklerimiz, internetimiz tek bir cihazda konumlandırıp aktif-aktif yaparak aynı anda çalıştırıp, gelecek paketlere göre yük dağılımı sağlamamız gerekiyordu. SD-WAN’ın en büyük kazançlarından ve özelliklerinden biri bu. Uygulamanın içeriğini filtrelemek ve güvenliğini sağlayabilmek SD-WAN’ın özelliklerinden biri. Burada FortiGate önem taşıyor. Uygulamamızı 2019 itibariyle tamamladık. Mevcut topolojimizi şu anda Civil’in mağaza ve şubelerinde kullanıyoruz. SD-WAN, yazılım tabanlı bir sistem olmasından dolayı esnek bir platform sağlıyor, bütünleşik mimarinin kapısını açıyor. IoT, yazıcılar, access point’ler gibi birden fazla cihazın olduğu lokasyonları SD-WAN çatısı altında birleştiriyoruz. Arkada, FortiAnalyzer, FortiManager ile destekleyerek güvenliğini de sağlayabiliyoruz. Saniyeler içerisinde analizleri gerçekleştirerek mağazaların tüm yapısını değiştirebiliyoruz. FortiManager’da SD-WAN çerçevesinde tüm yazılımlar ve donanımlar yönetilebiliyor. Bu da hem insan kaynağı, hem efor, hem de odaklanma anlamında yaptığımız işe çok ciddi kazanç sağlıyor.”
Evrimin üçüncü aşaması SD-WAN
Cisco Sistem Kurumsal Ağlar Çözüm Mimarı Kubilay Akgül ise “Buluşturan Köprü: SD-WAN” başlıklı sunumuyla bu alandaki gelişime odaklandı. Buna göre, sürece route’lar, bir takım klasik tanımlamalarla başladık. İkinci fazda biraz daha dinamik olarak çalışmaya, rutin protokoller oluşturmaya, tüneller kurarak hem güvenliğini sağladığı hem de favoriler oluşturmaya başladığı bir süreçten geçtik. “Üçüncü faz ise SD-WAN” diyen Kubilay Akgül, şöyle devam etti:
“Günümüzde işler, öncelikler, bulutların içeriği çok değişti. Bu noktada adı SD-WAN olan, evrimin üçüncü aşaması ile tanışmış olduk. SD-WAN’ın en temel özelliklerinden biri merkezi bir yönetiminin olması. Arka plandaki binlerce uç noktayı tek bir ekran üzerinden yönetmeye imkan tanıyor. Altyapıdan, servis sağlayıcıdan tamamen bağımsız olması da SD-WAN’ın olmazsa olmazlarından. İnternet işin içerisine girse de benzer kaliteleri sunamayabiliyor. Bu durumda aktif-pasif çalışan hatlarımızı aktif-aktif kullanmaya başlayarak, hatların verimliliğini sürekli izleyip uygun uygulamaları, uygun hatlardan göndermek de SD-WAN’ın karşılaması gereken minimum gereksinimlerden biri. SD-WAN çözümünden bir beklentimiz de kontrol ve veri katmanlarını birbirinden tamamen ayırması. İnternette güvenlik öncelik ve segmentasyonun devreye girmesiyle mağazalarda, şubelerde, firmalarda kullanılan cihazların insanlardan tamamen yalıtıldığı bir ortam yaratmak SD-WAN’ın olmazsa olmazlarından. SD-WAN’da önemli özelliklerden biri de programlanabilir olması. Unutulmaması gereken; tüm bu özelliklerin yanı sıra birinci ve ikinci fazda yer alan özelliklerin de SD-WAN yapısında gerçekleştirilebilmesi. Hatların kapasitesi dolduğunda, hangi uygun hatların boşaltılacağı gibi önceki fazlarda yer alan özellikler, SD-WAN’da yapılabiliyor. Hattaki değişikliklere yönelik kararları da SD-WAN kendisi verebiliyor. Değişen hat hızlarına uyum gibi yıllardır yaptığımız işlerin de SD-WAN çözümlerini konuştuğumuz zaman unutulmaması gerektiğini düşünüyorum. Bulut çözümlerine daha hızlı, efektif ulaşma noktasında da karşımıza internet çıkıyor ve internetin devreye girmesinin sonucunda da devreye güvenlik giriyor. SD-WAN içerisindeki kutu, yeri geldiğinde bir firewall, SSL denetimine bakabilmeyi de becermeli. Cisco olarak uzun yıllardır bu konuda çalışmalar yapıyoruz. Umbrella çözümümüz, güvenliğin içerisine kattığı yetkinlikleri ile “Secure Internet Gate” yapısına kavuşuyor. Güvenliğin dahil olmasıyla, bu çözümlere SD-WAN’dan çok daha farklı isimler vermeye başlayacağız.”
Dünyaya açılmak temel hedef
Panelden önceki son konuşmacı olan GTENT Yönetim Kurulu Başkanı İlyas Kayaduman ise “Türkiye’de 5G Çalışmaları” başlığında, bu alandaki adımları değerlendirdi. 5G’nin teknolojide bir devrimin öncülüğünü yaptığının altını çizen İlyas Kayaduman’ın belirttiği gibi, 5G ile beraber sadece son kullanıcıları değil, tüm sektörü ilgilendiren bir geçişin olacağı öngörülüyor. İlyas Kayaduman’a göre, 5G ile gelecek önemli alanlardan biri; genişletilmiş mobil bant. İkincisi; yoğun makine tipi iletişimi ve bu da İlyas Kayaduman’ın tabiriyle “Bir kilometrekare içerisinde 1 milyondan fazla cihazın birbirleriyle haberleşebileceği altyapının kurulması” anlamına geliyor. Üçüncü özellik ise ultra güvenilir, çok düşük gecikmeli özelliklerin haberleşme sistemlerine dahil edilmesi. Hayatımızda çok büyük değişikliklere sebep olacak, şehirler, akıllı araçlar, tarım, sağlık gibi tüm sektörleri, özellikle dikeyleri geliştirecek bir yapıdan bahsediyoruz. “Tüm dünyada bilinen 5G’nin önemi, ülkemizde de öğrenilmeye başlandı. Teknolojiyi geliştiren firmalarımız 5G’nin önemine haiz olsalar bile sanayi sektöründeki firmalarımız, dikey sektörlerdeki firmalarımız da ilerleyen dönemde 5G altyapısını kullanmanın ihtiyacını hissedecek” vurgusunu yapan İlyas Kayaduman, şöyle devam etti:
“2017 senesinde “Haberleşme Teknolojileri Kümelenmesi” (HTK) kuruldu ve OSTİM’in önderliğinde kurulan bu kümelenmeye BTK da destek verdi. Şu anda 136 firma bu kümelenmenin içerisinde ve bu firmaların hepsi yerli ve milli ürün geliştiren firmalar. Ülkemizde haberleşme teknolojileri geliştiren pek çok firmamız mevcut. Bu kümelenme içerisinde bazı firmalar devletin, özellikle BTK’nın yönlendirmesiyle ortaklaşa bir şekilde 5G altyapısının yerli ve milli yapılması konusunda çalışmalar başladılar. 2018 yılında, uçtan uca yerli ve milli olan 5G projesi başladı. Projenin asıl hedefi; 5G’nin tüm yönlerini dikey sektörlere yönelik çözümlerini yapmak değil, ana omurganın yerli ve milli olmasını sağlamaktı. Haberleşme teknolojisi kümelenmesi kurulmadan önce sektördeki yerlilik oranları yüzde 1’ler civarındaydı. Bu yetkinlikleri artırmak amacıyla projeye başladık. Projenin yavaş yavaş sonuna gelmiş durumdayız ve ürünler çıkmaya başladık. Operatörlerimizin laboratuvarlarında testlere başlamış durumdayız. 5G özelinde yurtdışındaki muadil ürünlerle yarışacak teknolojik seviyede ürünlerimiz bulunuyor. Projenin içerisinde yer alan 15 firma ile bir araya gelinmesinin ardından karar birliği sonucunda “GTENT” isminde bir firma kurduk. Bu firma sadece 5G özelinde kurulmuş bir firma değil, aynı zamanda içerisinde global seviyede HTK ürünlerinin satılması da gündemde. GTENT’in kuruluş amacı; uçtan uca ürettiğimiz ürünlerin global pazarda yer alması, operatörlerle gerçekleştirilen diyaloglarda tek bir muhatabın olması. 15 firmanın 10 tanesinin yatırımcı olarak dahil olduğu bir oluşum bu ve amacımız; 10 yatırımcı ile beraber bir ekosistem kurulmasının ardından işbirliği yaparak hem Türkiye’de, hem global pazarında üretilen ürünlerimizin satılmasını, rekabetçi olacak şekilde ticarileşmesini sağlamak. Asıl amacımız 5G’den şaşmıyoruz; ama HTK firmaları içerisinde yer alan, ürünlerini salt yerli pazara satmış olan üreticilerimize bir ihracat kapısı olmasını da hedefliyoruz. Firmalar ve yetkinliklerine bakacak olursak 25 yılın üzerinde ciddi bir tecrübemiz var ve bu tecrübeyi de sektöre kazandırmak için elimizden geleni yapıyoruz. Radyolink, 5G yeni radyo, 5G çekirdek şebeke, görev kritik sistemler, BSS sistemleri, VAS sistemleri gibi değişik ürünlerimiz ve yetkinliklerimiz bulunuyor.”
Etkinlik, “Akıllı Ağ Teknolojileri ve Veri Merkezlerinin Dönüşümü” başlıklı panelle tamamlandı. Yönetim danışmanı Sadi Abalı’nın yönettiği panelin katılımcıları ise ULAK Haberleşme Kablosuz İletişim Çözümleri Direktörü Alper Sınav, Brisa Sistem Altyapı ve Operasyon Müdürü Evren Buyer, Cementir Holding Çimentaş Grup Doğu Akdeniz Bölgesi IT Koordinatörü Gökhan Yurtesen ve Vakıf Katılım Bankası CIO’su Mehmet Bütün oldu. Günümüzün her sektörde etkili olan rekabet koşullarında dijital dönüşüm ve iş yapış biçimlerinde değişimin birçok önemli faydayı ve fırsatı beraberinde getirdiğine odaklanan panelistlere göre, altyapı performansını güçlendirmede SD-WAN belirleyici bir rol üstleniyor. Bu yönüyle, panelistlere göre, SD-WAN yakın gelecekte bir standart halini alacak ve geniş tabanlı ağlar standart olarak SD-WAN temelli olacak.