Yedek alın, riske girmeyin
EMC tarafından hazırlanan “Yedekleme ve Kurtarma Çözümleri ile Başarısı Kanıtlanmış İş Değeri Oluşturmak: Ortadoğu ve Türkiye İçin Yatırım Geri Dönüşüne Yönelik Değerlendirmeler” sonuç raporu, yedekleme ve veri kurtarma konuları ile ilgili farklı noktaları işaret ediyor.
EMC Türkiye Genel Müdürü Önder Sönmez araştırmanın önemi ile ilgili olarak, “İşletmeler, yedekleme ve kurtarma çözümlerine hak ettiği önemi vermeyerek, yalnızca markalarını ve operasyonel verimliliklerini riske atmakla kalmıyor, aynı zamanda da maliyetlerden tasarruf etme olasılıklarını da kaybediyorlar. Burada da bir kopukluk söz konusu oluyor. BT sistemleri ileriye gittikçe, sistemleri korumakla görevli yedekleme teknolojisi geri kalıyor. Bir işletmenin can damarı olarak, verileri öncelikli olmalıdır. Veriler modern disk-tabanlı sistemlere yedeklenmeli ve işletmenin tesisi dışında bir tesiste de kopyası bulunmalıdır. Bu sistemler genellikle özel amaca yönelik yedekleme cihazları olarak tanımlanır ve veri depolama sisteminde ve ağda verimliliği artırmak için de veri tekilleştirme teknolojisini kullanır” değerlendirmesinde bulundu.
EMC Türkiye, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Romanya ve Güney Doğu Avrupa ülkelerinden sorumlu Satış Yöneticisi Gökçe Öztürk de konuyla ilgili değerlendirmesinde, “Sistemlerdeki aksama sürelerinin işletmeye yönelik olumsuz mali etkileri çok büyük. Maddi kayba neden olduğu gibi müşteri sadakatindeki düşüş nedeniyle soyut zararlar da getirebiliyor. İşletmeler doğru yedekleme ve kurtarma çözümlerine yatırım yapmalı ve korunduklarından emin olmalıdır. Bu yalnızca bir koruma önlemi değil, aynı zamanda işletmeye maliyet faydaları sağlamak açısından da önemlidir.”
Gelecek nesil çözümler kullanan yedekleme ve kurtarma sistemlerini tercih edin
Araştırmanın sonuçları Avrupa, Ortadoğu ve Asya’da yedekleme ve kurtarmaya yönelik yaklaşımların yeniden gözden geçirilmesine olan ihtiyacı gösteriyor. Verilerle ilişkili elektronik bilgi ve sistemlerin birçok işletmenin sağlıklı çalışması ve başarılı olmasındaki kilit rolü artıyor. Bu araştırma birçok işletmenin BT sistemlerinde aksama olması durumunda sistemlerini ve verilerini eski haline döndürme konusunda hazırlıklı olmadığını ortaya koyuyor. Zorlu ekonomik ortamda, böyle bir durumun verimlilik, gelirler ve müşteri güveni üzerinde olumsuz sonuçları olabilir. EMC’nin tüm işletmelere tavsiyesi, gelecek nesil çözümler kullanan yedekleme ve kurtarma sistemlerine yönelik bir yaklaşımı benimsemeleri. Bu onları teyp ya da CD-ROM gibi güncelliğini yitirmiş teknolojilerden daha düşük bir maliyetle, günlük kesinti ve arızalara karşı korumaya yardımcı olabileceği gibi, çok daha ciddi aksamalara karşı da koruyacaktır” dedi.
Yedekleme ve kurtarma sistemlerini en doğru hale getirmenin finansal faydaları
Araştırmanın sonuçlarına göre, Ortadoğu, Türkiye ve Fas’ta faaliyet gösteren işletmelerin yüzde 82’si, olası bir felaket durumunda sistemlerin kurtarılıp eski hallerine döndürebileceğinden emin değil. Yüzde 64’ü ise 12 ay içinde veri kaybı ya da sistemlerinde aksama süreleri gibi sorunlar yaşadıklarını belirtiyor. Ancak bu yüzde 64’ün yalnızca yüzde 37’si bu tür olaylardan sonra yedekleme ve kurtarma sistemlerini gözden geçirdiklerini ve BT sistemlerinde yedekleme ve kurtarma için kullanılan prosedürleri değiştirdiklerini belirtiyor.
Araştırma, birçok işletmenin sistemlerdeki aksama sürelerine bağlı olarak, gelir kaybı gibi maddi hasarlara uğradığını (işletmelerin yüzde 30’u) ve çalışanların verimliliğinde düşüş yaşadığını (yüzde 36) gösteriyor. Maddi hasarların yanı sıra, maddi olmayan ve en az maddi hasarlar kadar işletmeye zarar veren faktörler de söz konusu.
Veri kaybı ve sistem aksama sürelerine doğrudan bağlı en önemli faktörlerden biri müşteri güveninin ya da sadakatinin kaybedilmesi olarak öne çıkıyor. Araştırmaya katılan işletmelerin yüzde 32’si bu tür bir sorunu yaşadıklarını kabul ediyor. Araştırmadan elde edilen bulgular, işletmelerin sistemlerindeki aksama süreleri nedeniyle müşterilerini rakiplerine kaptırdıklarını da ortaya koyuyor. İşletmeler aksama sürelerinin müşteri güveni ve sadakatini olumsuz etkileyeceğinin farkında ancak bunu düzeltmek için gereken adımları yeterli düzeyde atmıyor.