Yeni dönem platformlar üzerine kurulacak
Software AG Türkiye Genel Müdürü Ebru Kılıç Eker, mutlaka ‘yeni dünya’nın insanlarını, çocuklarını, dünyanın iş ihtiyaçlarına göre yönlendirmemiz gerektiğini vurgulayarak, “Biz sadece kendi ülkemizin kurgusunu yapamayız çünkü bizi çevreleyen tüm ülkelerdeki değişiklik bizi de etkiliyor” dedi.
BThaber’in ‘3 Gazeteci 1 Konuk-3G1K’ başlıklı dijital etkinliğinin konuğu Software AG Türkiye Genel Müdürü Ebru Kılıç Eker oldu. Eker, BThaber Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi, BThaber Ankara Temsilcisi Sedef Özkan ve BThaber Editörü Handan Aybars’ın sorularını yanıtladı:
Bu yeni süreci nasıl değerlendiriyorsunuz? Software AG, bu yeni sürece nasıl hazırlanıyor?
Biz bir platform şirketiyiz. Platform şirketi olmasının şu avantajı var; belli alanlardaki bilgi birikimiyle o platform üzerinde, o sektörün ihtiyaçları neyse ona göre farklı çözümler gerçekleştirebiliyorsunuz. Pandemiden sonra pek çok ürünümüzü; pandemi süreci ve pandemiden sonra, pandemiden sonraki sonra için adapte ettik, onlara özel çözümler gerçekleştirdik. Şirketler açısından da; hem mavi yaka hem de beyaz yaka açısından uzaktan çalışma, sahada birebir iletişimde olmamayla ilgili birtakım edinimler gerçekleştirildi, bir takım yatırımlar yapıldı. Zaten olması gereken bir şey biraz daha hızlandırıldı. İlk etapta sağlık, tedarik zinciri, lojistik sektörlerinde, farklı iş modelleri oluştu gibi görünse de dünyadaki ticaret, iş yapış biçimi o kadar birbirine girmiş, iç içe bir iş modeline dönüştü ki ilgisiz olarak düşündüğünüz bir sektördeki ufacık bir değişiklik kelebek etkisiyle sizin sektörünüze de mutlaka vuruyor. Bu nedenle her sektörde yaşanan çok farklı ihtiyaçlarla, çok farklı projelerle uğraşmaya başladık.
Platform şirketi olmaktan neyi kastediyorsunuz; platformun alt başlıklarında neler var?
Teknolojinin eğilimlerine baktığınız zaman belli dalgalar gerçekleşiyor. Teknolojide ve BT mimarisinde değişiklikler olabiliyor. Platform yaklaşımı da sıcak bir konuydu. Sonra entegrasyon platformları ortaya çıktı. Bu entegrasyon platformlarından öğrenilen bilgilerle; nesnelerin interneti, süreçlerin yönetimi gibi her iş ihtiyacı için farklı platformlar ortaya çıkarılabildi. Bir platformla, birbirinden çok farklı ihtiyaçları ve çok farklı katmanları size sağlamasını gerektirecek, bir platformla birden fazla uygulamayı ‘host’ edebileceğiniz teknoloji çözümlerinden bahsediyoruz. Bizim şirketimizin de 3 tane odak alanı var; bu 3 odak alanında platform sağlıyoruz; bunlardan bir tanesi İş Dönüşümü dediğimiz platform. Dünyada ilk patentli dijital iş platform yazılımını 2016 yılında almıştık. Son 5 senedir yoğun bir şekilde o platformun değişen dünyaya, ekonomiye, yeni çıkan teknolojilere göre uyarlamalarını, geliştimelerini devam ettiriyoruz. İkinci kısım; bunun çalıştırılması yani ‘execution’; işin asıl gerçekleştirildiği platform. Şirketinizin dijitalleşmesi için gerekli olan farklı ihtiyaçları daha önceden tasarladığınız teknoloji ürünlerini sağlayan bir platform. Yatırımlarda, yazdığınız uygulamalarda hiçbir değişiklik yapmanıza gerek kalmıyor. Tüm uygulamaların yekpare bir amaca, bir sürece hizmet edebilmesini sağlayabiliyorsunuz. Üçüncü platform da Nesnelerin İnterneti. Uçtan uca kesintisiz nesnelerin internet deneyimiyle, pek çok farklı katmanı tek bir platformda konuşturabilecek bir çözüm sağlıyoruz.
IoT konusu son dönemlerin önemli bir alanı. Pandemi süreci de gösterdi ki IoT uygulamalarına olan ihtiyaç artacak. Burada nasıl bir rol alacaksınız?
Software AG, 1969 yılında kurulduğundan beri hep yazılım firmasıydı ve hep öyle kalmayı planlayan ve stratejisini o şekilde kurgulayan bir şirket oldu. Nesnelerin interneti dünyasına girdiğiniz zaman hayat zaten nesneyle, cihazla, sensörle başlıyor. Software AG, Adamos isimli bir şirket; bir ‘joint venture’ kurdu. Bu ‘joint venture’ın içinde yazılım şirketi olarak bir tek Software AG var. Bu oluşum içinde çok ileri düzeyde donanım geliştiren firmalar bulunuyor. İş ortaklarımızla birlikte çalışıyoruz. Software AG de geniş iş ortakları ağıyla ve ekosistemi büyütmek üzere faal olarak çalışıyor. Platformumuzun gereksinimi de bu şekilde ilerliyor. Böyle bir dünyaya doğru ilerliyoruz. Bu durum küresel bazda 5G ihtiyacını da artıracaktır. 5G’nin teknoloji platformlarında tüm fonksiyonlarıyla yerini alması gerekiyor.
Software AG Türkiye olarak Türkiye dışındaki pazarlarda da projeler gerçekleştiriyorsunuz ve bu konuda agresif tavırlarınızın olacağı izlenimi veriyorsunuz. Sotware AG Türkiye’nin bölgedeki hedefleri konusunda bilgi verebilir misiniz?
Katar, Yunanistan, çok farklı coğrafyalar. Her ülkenin kendine ait dinamikleri, teknolojiye bakışı var. Teknolojinin nasıl kullanılacağıyla ilgili projeler de çok farklı. Ülkenin sosyo-ekonomik yapısı da bunu çok belirliyor. Katar’da akıllı şehirler, akıllı ülkeler konusu çok gündemde; buna göre yatırım yapıyoruz. Sektör uzmanlığınız oluyor ama sahada o işi yapan iş ortaklarınızla beraber çalışıyoruz. Turkcell ile başladığımız ‘Nesnelerin İnterneti’ projesinde, Türkiye’de çok büyük bir zenginliğin olduğunun farkına vardık. Turkcell daha önce tanımadığımız pek çok iş ortağıyla bizi tanıştırdı.
Software AG’nin eğitim çalışmaları mevcut mu? Üniversiteler ile iş birliği yapıyor musunuz?
Eğitim tarafında tüm ürünlerimizi pandemi sırasında ücretsiz çevrimiçi olarak açtık. Nesnelerin interneti, entegrasyon gibi konularda eğitimlerimize ücretsiz olarak erişebilirler. Başta kamu olmak üzere ürünlerimizin ücretsiz olarak kullanılabileceği, gerekli olan desteği de ücretsiz olarak verebileceğimiz sosyal sorumluluk inisiyatifleri başlattık. Üniversitelere; eğitimlerinde kullanabilecekleri tüm yazılımları ücretsiz olarak veriyoruz. İlgili destekleri sağlayabiliriz. Kendilerini geliştiren arkadaşlarımıza Türkiye’de ya da yurt dışında iş alanları yaratmaya çalışıyoruz. Üniversitelerdeki genç arkadaşlarımız umarım bu bilgi birikimini değerlendirebilirler ve umarım biz de bu artan talepte, farklı alanlar açabilme konusunda onlara yardımcı olabiliriz. Üniversitelerin teknoloji firmalarından daha talepkâr olmalarını bekliyoruz. Diğer yandan ‘1 Milyon Yazılımcı’ projesinin çok ciddi bir pazarlama bacağı olması gerek. Gençleri eğittikten sonra onlara istihdam sağlayamazsak öğrendiklerinin hiçbir önemi kalmaz çünkü 6 ay sonra bambaşka teknolojiler ortaya çıkıyor. ‘Yeni dünya’ düzenindeki tüm parametler düşünülmezse sonuç alınamaz. Umarım bu kadar genç nüfusumuza güzel bir gelecek sağlarız.
Sosyal sorumluluk projelerinizden ve bu doğrultudaki hedeflerinizden bahsedebilir misiniz?
Software AG’nin üç kurucusundan biri kendi hisselerini; şirketin yüzde 35 hissesini bir hayır kuruluşu kurarak oraya devrediyor. Öncelikle zihinsel özürlü çocukların eğitimiyle ilgili aktif projeler yapılıyor ama sonrasında şirketin büyümesiyle birlikte farklı hayır işleri de yapılıyor. Gerçekleştirdiğimiz çalışmaların yüzde 35’i buraya gidiyor. Şirketin DNA’sında var. Teknoloji şirketi olduğumuz için gençleri nasıl eğitebiliriz konusunda çalışmalar yapmaya gayret gösteriyoruz.