Yeni pazarlara açılıyoruz
Geçtiğimiz günlerde ülkemizi ziyaret eden Asseco SEE Yönetim Kurulu Başkanı Piotr Jelenski ile Türkiye’deki bankacılık sektörü, pazar ve ödeme yöntemlerinin geleceği ile ilgili bir söyleşi gerçekleştirdik.
Asseco SEE’den biraz bahseder misiniz?
Kurulduğu 2007 yılından bu yana Asseco SEE’de Yönetim Kurulu Başkanı görevini yürütüyorum. Asseco SEE olarak 13 ülkede faaliyet gösteriyoruz, 1.400’ün üzerinde çalışanımız var. Özellikle bankacılık ve finans sektörü için yazılım geliştiriyor ve hizmet sunuyoruz. Çeşitli satın almalarla büyümeye devam ediyoruz. Şu ana kadar farklı ülkelerde 16 şirket satın aldık. Türkiye’de ITD, EST ve son olarak Sigma olmak üzere üç firma alımımız oldu. Satın almalarda uyguladığımız en önemli politikamız bu şirketleri tek yerde birleştirmek. Bu şirketler tek bir yerde birleştiriliyor ve tek bir yönetime sahip oluyor. Tüm ülkelerde aynı standartları uygulamaya çalışıyoruz. Markalar çok fazla gözükmüyor ama tüm ürünler, hizmetler ve çözümler aynen devam ediyor. Genellikle satın aldığımız şirketin sahip olduğu çalışanlar ve diğer varlıkları aynen korumaya çalışıyoruz. Her şeyi değiştirmek yerine, var olanı daha da güçlendirmeyi amaçlıyoruz.
Türkiye pazarı ile ilgili izlenimleriniz neler? Hangi ürün ve çözümleri sunuyorsunuz?
Türkiye çok ilginç ve heyecan verici bir pazar. İçinde bulunulan yıla göre inişli çıkışlı bir çizgi izlese de işlerimiz hızla büyümeye devam ediyor. Türkiye’deki işlerimizden çok memnunuz. Özellikle finans sektörüne odaklı bir şirketiz, genel olarak gelirlerimizin yaklaşık yüzde 60’ı finans sektörü üzerinden geliyor. Türkiye’de bu oran daha da fazla.
Asseco SEE olarak hızla büyüyen, her zaman yenilikçi yazılımları ve hizmetleri sunan bir şirketiz. Dolayısıyla teknolojideki gelişmelere paralel olarak, sunduğumuz hizmet ve ürünler de gelişiyor. Müşterilerimizin ihtiyaçlarını karşılayacak katma değerli çözümler sağlıyoruz. Türkiye’de kurumlara özel projeler geliştiriyoruz. Ayrıca pazar da genişliyor. Çözümlerimizi Rusya, Polonya ve dünya çapında Asseco’nun aktif olduğu diğer ülkelerde de sunuyoruz. Güçlü olduğumuz alanlardan biri olan ödeme sistemleri artık sadece bankacılık ve finans sektörüne yönelik çözümler değil, telekom, kamu gibi birçok farklı sektörde, çeşitli ihtiyaçlara yönelik çözümler olarak konumlandırılabiliyor.
Bu alanda, Türkiye’de kendi ekibimizin geliştirdiği ve InACT® Risk Yönetim Çözümü adını verdiğimiz, “anti-fraud” çözümümüz var, bu çözümle çok gurur duyuyoruz. InACT®, kurumlara iç ve dış sahtekârlık aktivitelerini kontrol sistemi olarak sunduğumuz bir çözüm. Türkiye’nin önde gelen finans kurumları tarafından kullanılıyor, Türkiye’de geliştirilen bu çözümü aktif olduğumuz ülkelerdeki müşterilerimize de sunuyoruz.
Yine Türkiye’de geliştirilen ve PA-DSS sertifikasına sahip ilk sanal POS yazılımı olma özelliğini taşıyan Güvenli E-ödeme Çözümümüz NestPay® var. NestPay®, başta bankalar olmak üzere, online ödemeler pazarında, müşterilerine tahsilat çözümü sunmak isteyen finansal kurumların ihtiyaçlarını karşılıyor. Türkiye pazarının yanı sıra, uluslararası pazara da sunduğumuz NestPay®, binlerce iş yerinin sanal POS’unu merkezi bir lokasyondan yönetebilme olanağı sağlıyor. Kısacası, Türkiye’den edindiğimiz bilgi birikimini diğer ülkelere ve pazarlara da taşıyoruz.
Türkiye’de bankacılık sektörü oldukça ilginç, son teknolojiye ihtiyaç duyuluyor ve talep çok fazla, çok büyük bir rekabet var. Bu yüzden kurumlara rekabet avantajı sağlayan ürün, çözüm ve hizmetler büyük ilgi görüyor diyebilirim.
Türkiye’nin dinamik bir pazar olması bizi çok heyecanlandırıyor. Bu nedenle, Türkiye pazarına çok büyük önem veriyor ve ileride Türkiye’yi bölge ülkelere açılmak için bir merkez olarak kullanmayı amaçlıyoruz. Bu hedefe ulaşmak için belirli bir büyüklüğe ulaşmamız ve işlerimizi stabil bir hale getirmemiz gerekiyor. Burada elde ettiğimiz uzmanlıkları ilk önce Avrupa’da kullanacağız, daha sonra Ortadoğu’ya doğru genişleteceğiz. Yavaş yavaş bu hedefimize doğru ilerlediğimizi belirtebilirim.
Ödeme yöntemlerinin geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz? Geleneksel para sistemin tamamen ortadan kalkacak mı?
Geleneksel para sistemi tamamen yok olmayacak, ama farklı yöntemlerle ödemelerin miktarı önümüzdeki yıllarda katlanarak artacak. Bunun en büyük nedeni ise kullanıcılara sağladığı esneklik olacak. Belki de zamanla ödeme yapmak için herhangi bir cihaza gerek kalmadan parmak izi ya da gözle ödeme yapılabilecek. Şu an için bu teknolojiler mevcut. Günümüzde kart ile ödemeler çok hızlı bir şekilde yapılabiliyor. Hatta temassız işlemler sayesinde çok çok daha hızlı ödeme yapabilmek mümkün. Her geçen gün ödeme sistemleri alanında yeni çözümler de ortaya çıkıyor. Mobil cihazlarla ödeme yapma hayatımıza girmiş durumda. Google, Apple gibi büyük teknoloji şirketleri bu tarz teknolojileri destekliyor. Elbette bu noktada güvenlik, en önemli konulardan birisi haline geliyor. Güvenlik, ödeme pazarının gelişimi için kilit öneme sahip. Kullanıcılar kolayca ödeme yapmak, bunu yaparken de güvende olduğunu bilmek ve garanti altına almak istiyorlar.
Bir diğer önemli konu, şu an çok fazla konuşulmasa da bilgi. Birçok bilgi toplanıyor, toplanan bilgi miktarı her geçen gün katlanarak artıyor. Bu bizimle ilgili özel bilgiler çoğunlukla istenmeyen postalar, aramalar ve mesajlar olarak bize geri dönüyor. Bu konuda tüm dünyada regülasyonların hızla yapılması gerekiyor.