Yeni sunucu portföyü, iş yüklerini hafifletiyor
Dell Technologies’in genişletilmiş yeni sunucu portföyü, Dell’in büyük müşterilerine, bulut hizmeti sağlayıcılarına (CSP’ler) ve küçük işletmelere çeşitli iş yüklerinin üstesinden gelebilecek bilgi işlem gücü sunuyor. Dell Technologies, Dell PowerEdge’in kullanıldığı her ortam için performans ve verimlilik yükseltmeleriyle sektörün en çok satan sunucu portföyünü genişletiyor.
Çok yönlülük ön planda tutularak tasarlanan bu yeni Dell PowerEdge sunucuları, her ölçekteki CSP’ler, küçük işletmeler ve uçta faaliyet gösterenler de dâhil olmak üzere kuruluşlar için işlemleri basitleştirmeyi amaçlayan verimli yapılandırmalar sunuyor. Yeni sunucularda elde edilen performans iyileştirmeleriyle müşteriler, çeşitli iş yüklerinin üstesinden gelebilecek bilgi işlem gücüne sahip oluyor.
Dell Technologies Altyapı Çözümleri Grubu Ürün Yönetimi Kıdemli Başkan Yardımcısı Travis Vigil, “Müşterilerimiz bir yandan güç ve emisyon yönetimine odaklanırken bir yandan da daha yoğun bilgi işlem iş yüklerini yönetmek için en yeni sunucularımıza yöneliyor. Bu, Dell PowerEdge’in BT altyapısının belkemiğini oluşturduğu, müşterilerin değişen iş taleplerine uyum sağlamasına yardımcı olduğu ve uç, veri merkezleri ve buluttaki iş yüklerini desteklediği otuz yıllık deneyimimize dayanıyor” dedi.
Bulut hizmeti sağlayıcılarına destek
Yeni Dell PowerEdge R670 CSP Edition ve R770 CSP Edition sunucuları, bulut servis sağlayıcılarına sanallaştırma ve veri analizi gibi yüksek yoğunluklu ve ölçeklenebilir bulut iş yükleri dâhil olmak üzere yüksek performanslı bilgi işlem için optimum performans sunuyor. Ayrıca Dell Erken Erişim Programı sayesinde müşteriler, bu yeni sunucu tasarımlarını değerlendirebiliyor, böylece CSP’ler kullanıma sunulduğu ilk günden itibaren üretimi ölçeklendirebiliyor.
Akıllı Soğutma teknolojisiyle tasarlanan bu sunucular, enerji verimliliğine sahip olup değişen çevresel koşullara dinamik olarak uyum sağlıyor. Bunun yanında müşterilerin önceki nesle kıyasla raf başına 2,3 kata kadar daha fazla performans elde etmeleri öngörülüyor. Sunucularda, büyük, heterojen ortamlar için açık bir ekosistemde yönetimi kolaylaştırmak adına OpenBMC ™ üzerine kurulu Dell Open Server Manager da bulunuyor.
Yeni CSP Edition sunucular, Dell PowerEdge portföyüne ilk kez Veri Merkezi – Modüler Donanım Sistemi (DC-MHS) mimarisini getiriyor. Bu DC-MHS spesifikasyonu, sunucuları standartlaştırarak, tasarımı geliştirerek ve müşteriler için daha fazla seçenek sunarak mevcut altyapıya daha kolay sunucu entegrasyonunu destekliyor. Open Compute Project’in bir parçası olan DC-MHS; veri merkezi, uç ve kurumsal altyapı genelinde birlikte çalışabilirliği artırmak için donanım teknolojisini yeniden tasarlamayı amaçlayan, Dell Technologies ve Intel’in de dâhil olduğu altı şirketin ortak bir çalışması olarak karşımıza çıkıyor.
Intel Corporation Intel® Xeon® Verimli Çekirdekli Ürünler Başkan Yardımcısı ve Genel Müdürü Ryan Tabrah, konuyla ilgili “Intel olarak, Dell Technologies’in, çeşitli sektörlerdeki müşterilerin geleceğin yapay zekâ veri merkezleri için yüksek yoğunluklu, verimli bilgi işlem vaadini hızlı ve sorunsuz bir şekilde yerine getirmelerini sağlayan en yeni nesil Intel® Xeon® 6 işlemci geliştirmemizde ön saflarda yer almasından heyecan duyuyoruz” diye konuştu.
Performans artıyor
Dell PowerEdge T160 ve R260 sunucuları, güçlü ve yoğun konfigürasyonlar arayan küçük işletmelere ve uzak ofislere kompakt bilgi işlem gücü sağlıyor. Fiziksel ayak izi neredeyse yarıya inen (yüzde 42) T160, boyanmamış metal şasi de dâhil olmak üzere sürdürülebilir malzemelerin daha fazla kullanılmasıyla daha düşük bir karbon ayak izi sunuyor. Sunucu, önceki nesle kıyasla yüzde 23’e kadar daha fazla güç tasarrufu sağlıyor. R260 sunucu ise yüzde 24 oranında düşürülmüş fiziksel ayak izi ve artırılmış çok yönlülüğüyle öne çıkıyor.
Her iki sunucuda da Intel® Xeon® E-2400 işlemciler bulunuyor ve önceki nesle kıyasla iki kat daha fazla performans sunuluyor. T160, uç noktalara yakın kurulumlarda gerçek zamanlı veri işlemeye ihtiyaç duyan kuruluşlar için tasarlanmış bir sunucu olarak karşımıza çıkıyor. Uç noktalara yakın sanallaştırma dağıtımları için optimize edilmiş R260 ise gecikme süresini yüzde 50’ye kadar azaltıyor.
Zorlu ortamlar için tasarlanan T160 ve R260, toz ve yağ parçacıklarından koruyan, daha iyi performans ve akustik için engelsiz hava akışı sağlamaya yardımcı olan filtre çerçevelerine sahip iç donanımıyla da dikkat çekiyor.