Yenilikler için kurumsal yol haritası hazır
30’dan fazla ülkede 45 mobil ve sabit operatöre yazılım ve hizmetler sunan Telenity, müşteri ve iş ortaklarıyla birlikte yol haritasını daha da güçlendirdi.
Telenity Genel Müdürü Aydın Kendir
Telekom dünyası bir değişimden geçiyor. 3G altyapısının gelmesiyle birlikte OTT (over the top) olarak adlandırılan servis sağlayıcıları, mobil operatörlerden hatırı sayılır bir pazar payı alıp, onları sadece erişim sağlayıcı olmaya zorladılar. Her ne kadar Avrupa ve Türkiye’deki operatörler bu değişime başarıyla dirense de önüne geçemediler. “5G ile başlayan süreçte ise NFV, SDN, MEC gibi açık teknolojiler sayesinde operatörler bizim gibi teknoloji üreticilerini de yanına alıp, müşterine özel servisler sunarak pazarı tekrar domine edebilecekler” tespitini paylaşan Telenity Genel Müdürü Aydın Kendir’e göre, bu teknolojilerle operatörler OTT’leri tahtından edip, çok daha geniş bir yelpazede farklı servisleri verebilecekler.
“Bu tür OTT şirketleri yine varlıklarını sürdürecekler, ama özellikle IoT ve kurumsal pazarlarda sunulan servislerde sürücü koltuğuna tekrar mobil operatörler ve buna bağlı olarak Telenity gibi telekom yazılım firmaları oturacak” yorumunu yapan Aydın Kendir, eklemeden geçmedi: “5G ve etrafındaki teknolojilerin geliştirilmesi konusunda yol haritamızı çıkarttık. 17 yıllık geçmişten gelen sektör tecrübesi ve kurum kültürümüzü, müşteri deneyim ve ilişkilerimizi kullanıp daha da geliştirerek, bu yeni dünyada hak ettiğimiz yeri almak için çalışıyoruz.”
Tüm detayları ile dijital dönüşüme odaklanıldı
Bilişim ve GSM sektöründe var olmanın en önemli kriterlerinden biri sektörün yol haritasını, arz ve talepleri, aynı zamanda rakipleri yakından tanımaktan geçiyor. Son 16 yıldır Mobile World Congress (MWC) Fuarı’na katıldıklarını belirterek, “Edindiğimiz bilgi ve tecrübe ile kazandığımız isim bilinirliği bizi yurtdışı pazarlarda daha yukarılara taşıyor” saptamasını yapan Aydın Kendir, MWC 2018’de odaklandıkları başlıkları şöyle anlattı:
“Bu seneki fuarda odaklandığımız konu “Digital Transformation” ve bu konu altında özellikle mesajlaşma ve ses platformlarının NFV ortamına taşınması ile mobil operatörlere sağlanan operasyon ve işletim maliyeti avantajlarıydı. Müşteri ve iş ortaklarımızla bu konu üzerine konuştuk, tartıştık ve yol haritamızı daha da güçlendirdik. NFV, SDN gibi açık platformlara geçişte “Digital Transformation” her operatör için bir zorunluluk. Ancak, bu geçiş sırasında servis altyapısında yapılacak değişiklikler için operatörleri zor ve riskli bir süreç bekliyor. Telenity, “Digital Services Transformation” konusunda operatörlere hızlı ve risksiz bir çözüm sunuyor. Şu ana kadar müşterilerimize sağladığımız mesajlaşma ve ses servislerinde kullanılan altyapı platformlarını operatörlerin var olan ya da gelecekte yatırım yapacağı NFV ortamına taşıyıp, bir VNF olarak çalışmasını sağlıyoruz, ki bu çözümü dünyada sunabilen sayılı yazılım firmalarından biri olduğumuzu gururla söyleyebilirim. Son iki yılda, Telenity olarak bölgedeki üç operatöre “Digital Transformation” projelerinde servis altyapısının konsolidasyonu konusunda destek olduk.”
Önümüzdeki fırsatları iyi değerlendirmemiz lazım
Telenity yurtdışı pazarlarda 17 yıldır varlık gösteren bir yazılım firması. 30’dan fazla ülkede 45 mobil ve sabit operatöre hizmet, servis ve yazılımlarını veren şirketin ticari faaliyetlerinin yüzde 90’dan fazlası yurtdışı pazarlarına odaklanmış durumda. Dört ülkede ofisleri olan Telenity, pazarda fırsatları değerlendirirken, sürekli kendisiyle birlikte yer alabilecek firmaların da arayışında. “Sonuçta, global pazarda rekabetçi olabilmek için en önemli faktörlerden biri, yakın çalışabileceğiniz bir ekosistemin varlığı. Türkiye’deki ekosistemin büyümesi, ülke için de bizim için de çok önemli” yorumunu yapan Kendir, sözlerine şöyle devam etti:
“Yerli ve milli teknolojilerin gelişiminde Türkiye’nin geldiği noktada maalesef emekleme aşamasında bile değiliz. Sınırları yok sayan bir sektörde, teknoloji sahibi olmak, ürünlerinizi gerek Türkiye’de gerekse yurtdışı pazarlarda kabul ettirmek ile mümkün. Bu rekabetçi seviyeye ulaşan Türk firmaları bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıda az. Uluslararası benzerlerinden pek de geride olmayan Ar-Ge desteklerimiz var, ancak bunlar ticarileşmeyi hedeflemiyor. İhraç edilebilir ürün geliştirme geleneğimiz maalesef yok. Bir fikrin veya projenin ürüne dönüşmesi için yol haritalarını geliştirmek, bakım ve desteklerini vermek gibi onlarca aşamanın başarıyla geçilmesi ve uluslararası kabul gören standartlarda paketlenmesi, desteklenmesi gerekiyor. Ürünleştirme aşamasında sadece Türkiye için değil, diğer pazarlar için de planlarımızı yapmalıyız. Özellikle GSM sektöründe ürünlerinizi ETSI veya IEEE gibi birçok uluslararası kurumun oluşturduğu standartlar dışında geliştiremezsiniz. Bu organizasyonların çizdiği yol haritaları, sektörün 5-10 yıl sonra ne ürünlere ihtiyacı olduğunu ve bunların nasıl uygulanacağını detaylandırıyor. Türkiye’nin özel sektör ve akademik kadroları bu organizasyonlarda daha aktif rol almalı. Orta – uzun vadeli, girdileri ve çıktıları iyi düşünülmüş, kararlaştırılmış bir yol haritasının uygulanması gerek. Gidecek çok yolumuz, ama daha da önemlisi, önümüzde büyük fırsatlar var. Mobil dünyada 5G ve onun altında IoT, NFV, SDN, MEC gibi yeni teknolojilerin şekillenmesi bu konulara odaklanmış firmalar için kısa-orta ve uzun vadede yeni fırsatlar yarattı. Bu yeni altyapının Endüstri 4.0 ile birleştirilmesi, pazarın sadece GSM özelinde kalmayıp, diğer sektörlere yayılmasını sağladı. Eğer oyunun kurallarını iyi öğrenip uygularsak, Türkiye’deki teknoloji firmalarının geçmişte kaçırdığı fırsatları yakalaması olasılık dahilinde.”