Yerli ve açık kaynak kullanımında model kurum olmanın gururunu yaşıyoruz
PARDUS’a sadece bir işletim sistemi gözüyle bakmamak gerektiğine dikkat çeken AFAD Başkan V. Hamza Taşdelen, “Bir felsefe olarak bakıyoruz. Bir yol gibi düşünebiliriz. Herkes bu yola uygun araç, bileşen ve malzeme üretmek zorunda. Ülke olarak anaokulundan profesyonel iş hayatına kadar her alanda PARDUS’u kullanırsak diğer sistemler de buna göre şekillenecektir. Eğitimler, yazılım ürünleri, veritabanları, yapay zekâ, internet tabanlı sensör teknolojileri, coğrafi bilgi teknolojileri, akıllı arabalar, akıllı şehirler PARDUS’a göre gelişecektir” değerlendirmesini yaptı.
“Ülkemizde yaşanabilecek doğa ya da insan kaynaklı afet ve acil durumlara karşı yetkin ve teknolojik bir ‘afet yönetimi altyapısı’ kurmak amacıyla, ‘Dijital Türkiye’ yolculuğuna biz de katıldık” ifadesini kullanan Hamza Taşdelen, dijital dönüşüm yolculuklarında yerli ve açık kaynak ürünlerin kullanımında model bir kurum olmanın gururunu yaşadıklarının altını çizdi. Tüm bu çalışmalar neticesinde, kendi insanımızın ürettiği yerli ve açık kaynaklı ürünleri kullanarak ekonomik ve finansal açıdan çok önemli kazançlar elde ettiklerini dile getiren Taşdelen, “Ayrıca teknik olarak çok daha esnek bir yapıya ulaştık” dedi.
‘İnsan’ ihtiyaçlarının teknolojiyi belirlemesini prensip edindik
“Bizim için çok önemli üç kavram var: İnsan, Bilgi ve Teknoloji. AFAD olarak, teknolojinin ‘İnsan’ı kullandığı kapalı sistemler yerine, ‘İnsan’ın teknolojiyi kullandığı açık sistemlere yönelerek teknolojiden önce insana önem veriyoruz.
Bir başka ifadeyle; teknolojinin ‘İnsan’ ihtiyaçlarını belirlemesini değil, ‘İnsan’ ihtiyaçlarının teknolojiyi belirlemesini prensip edindik” şeklinde konuşan Taşdelen, “Özetle; biz AFAD olarak ‘İnsan için Teknoloji’ diyoruz” değerlendirmesini yaptı. Taşdelen, şu noktaları vurguladı: “‘Dijital Türkiye’ yolunda çıktığımız ‘Mili Teknoloji Hamlesi’ yolculuğumuzda, güçlü bir dijital ekonomiye sahip olmanın yolu yerli ve milli teknolojilerin geliştirilmesi ve yaygın kullanımından geçmekte. Dijital dönüşüm yolculuğumuzda ekip ruhuyla hareket ettik. Bildiğiniz gibi dönüşüm süreçleri her zaman zorlu olmuştur. Bu bilinçle üst yönetim olarak, yöneticilerimize ve çalışanlarımıza her türlü desteği verdik. Teknik ekiplerimiz de büyük bir özveriyle çalıştılar. Üstün gayretleriyle zor olan bu yolculuğumuzu devam ettiriyoruz. Ayrıca ülke genelindeki teşkilâtımızın desteği de teknik ekiplerimiz için önemli bir motivasyon kaynağı olmuştur.”
AYDES; ‘Kamudan Kamuya e-Hizmetler’de 2021 yılı e-Türkiye ödülünü aldı
Hamza Taşdelen, “Şimdi, dijital dönüşüm yolculuğumuzda kullandığımız bazı yerli ürünlerden bahsetmek istiyorum” diyerek şunları aktardı: “Bağımlılığı olmayan tüm işletim sistemlerini ‘Linux Ailesi’ sistemlerine taşıdık. Lisanslı ticari veritabanı yönetim sistemleri yerine, açık kaynak ve ücretsiz veritabanı yönetim sistemlerini kullanmaya başladık. Kullandığımız lisanslı e-Posta sistemini yerli e-Posta, yerli e-Posta Güvenliği ve yerli e-Posta Arşivleme sistemine geçirdik. Böylece, üç modülüyle bütünleşik çalışan yerli bir yapı kurmuş olduk. Veri merkezimizde, yerli veri depolama sistemleri kullanıyoruz. PARDUS ve benzeri işletim sistemlerinin uzaktan yönetimi için geliştirilen MUHAFIZ, verilerimizin görselleştirilmesini ve raporlamasını sağlayan PANO, kurumsal bulut depolama sistemi olan HEYBE kullandığımız başlıca yerli uygulamalarımız. Ayrıca yerli kenar anahtar (switch), yerli SD-WAN kullanmaktayız.
AYDES olarak bilinen, ‘Afet Yönetimi ve Karar Destek Sistemi’ daha önce ticari bağımlı çalışan yapıdan tüm bileşenleriyle ticari bağımlılığı olamayan açık kaynak kodlu bir altyapıya geçirdiğimiz önemli bir sistemimizdir. Mimarisi ve teknolojik altyapısıyla uluslararası düzeyde örnek ve özgün olan AYDES projemiz, ‘Kamudan Kamuya e-Hizmetler’ kategorisinde 2021 yılı e-Türkiye ödülünü aldı. ‘Dijital Türkiye’ yolunda yaptığımız çalışmaları daha detaylı şekilde https://dijital.afad.gov.tr adresini ziyaret ederek inceleyebilirsiniz.”
“PARDUS hangi ilimize gidiyor?”
“PARDUS’a sadece bir işletim sistemi gözüyle bakmamak lazım. Bir felsefe olarak bakıyoruz. Bir yol gibi düşünebiliriz. Herkes bu yola uygun araç, bileşen ve malzeme üretmek zorunda. Ülke olarak anaokulundan profesyonel iş hayatına kadar her alanda PARDUS’u kullanırsak diğer sistemler de buna göre şekillenecektir. Eğitimler, yazılım ürünleri, veritabanları, yapay zekâ, internet tabanlı sensör teknolojileri, coğrafi bilgi teknolojileri, akıllı arabalar, akıllı şehirler PARDUS’a göre gelişecektir” şeklinde konuşan Taşdelen, PARDUS Göç Projesi ile ‘Bilişim Hizmet Ödülü’ne layık görüldüklerini hatırlatarak “Türkiye Bilişim Derneği, tarafından Yerli Bilişim Ürünlerine Katkı Veren Kamu Kurumları Kategorisinde ödül aldık” dedi. “Çıktığımız bu yolda önceliğimizi illerimize verdik” ifadesini kullanan Taşdelen, konuşmasını şöyle sürdürdü: “81 il müdürlüğümüzün PARDUS göç işlemini tamamladıktan sonra Başkanlığımızın geçişini yapacağız. Şu ana kadar 60 ilimizde PARDUS sisteminin kurulumunu ve eğitimini tamamladık. Salgın müsaade ederse bu yıl 81 il müdürlüğümüzün göç işlemini tamamlayacağız. Yönetimini, kurulumlarını ve yaygınlaştırmalarını hâlihazırda herhangi bir firmadan destek almadan kendi teknik ekiplerimizle yapmaktayız. Sorun yaşadığımızda TÜBİTAK PARDUS ekibinden destek alarak yolumuza devam etmekteyiz. Her il geçişimizde, önce o il ile ilgili öne çıkan özelliklerini paylaşarak “PARDUS hangi ilimize gidiyor?” sorusuyla kültürel bilgilendirmeler yapıyoruz. O ildeki göç tamamlandıktan sonra da geçişini de paylaşıyoruz. Böylece hem ilimizi taltif ediyor hem de tanıtımını yapıyoruz.”
Açık kaynak için geliştirme yapacak bir ekip ya da profesyonel destek gerekmekte
Taşdelen, PARDUS geçişlerinde yaşanan sıkıntılardan söz ederek “Kullanıcıların eski alışkanlıklarını araması, ofis uygulaması ve yazıcı sürücü sorunları en çok uğraş verdiğimiz konuların başında geliyor. Kullanılacak açık kaynak ürünlere karar verilmesi ve bu ürünlerin kurum altyapısına yaygınlaştırılması iyice araştırılması gereken hassas bir konu. O yüzden bir açık kaynak seçimi yapmak gerekiyorsa enine boyuna iyice araştırmak, incelemek gerekiyor. Yoksa topyekûn değiştirilen alışkanlıkların tekrar değişimi konusunda kullanıcıları ikna etmek çok daha zor olmakta. Açık kaynak ya da ticari olsun fark etmez, bilişim ürünlerinde en hassas konu desteğinin olmasıdır. Dünyada marka değeri çok yüksek olan başarılı onlarca ürünün sırf desteği olmadığı için ülkemizde kısa soluklu serüvenleri olmuştur. Bu yüzden bir açık kaynak ürününü doğrudan alıp altyapılarımızda kullanamayız. Eğer bir kamu kurumunda açık kaynak ürünlerinin kullanımından bahsediyorsak, mutlaka kullandığınız ürünlere destek veren, yeri geldiğinde ek geliştirme yapacak bir ekip olması ya da bu işi yapan bir firma veya otoriteden profesyonel destek almak gerekiyor” açıklamasını yaptı.
Açık kaynak ürünlerin yaşam döngüsü ve ekosistemi oluşmalı
“Ülke genelinde hem zaman hem finans açısından katkı sağlamak istiyorsak açık kaynak ürünlerin yaşam döngüsünün ve ekosisteminin oluşması gerekiyor” değerlendirmesinde bulunan Taşdelen, AFAD’ın hedef ve yatırımlarını şu şekilde kaydetti: “‘Dijital Türkiye’ konusunda AFAD olarak öncelikli hedefimiz, afet ve acil durumların yönetiminin koordinasyonundan sorumlu kurum olarak, platformdan bağımsız çalışan bütünleşik afet yönetim sistemi olan AYDES’in ülkemiz genelinde kullanımını yaygınlaştırmak ve ilgililerin kullanımına sunmaktır. Yatırımlar anlamında baktığımızda, yerlileşmeye devam edeceğiz. Bu yıl kullandığımız yerli ve açık kaynak ürünlerin gelişimi, yeni yeteneklerin kazandırılması ve kullandığımız yerli ürünlerin birbiriyle entegrasyonuna önem vereceğiz.” Taşdelen, kamu, özel sektör, üniversite iş birliğinin gelişmesi için önerilerini de sunanarak “Kamu, özel sektör ve üniversite iş birliğini, bilişim sektörümüzün gelişimi için son derece önemli bir konu olarak değerlendiriyoruz. Sadece kamu gözüyle bakarak başarı elde edemeyiz. Birimizin tek başına başarı elde edemeyeceğimiz bir sektörde çalışıyoruz. Özel sektör ve üniversiteler tarafından geliştirilen teknolojiler kamu tarafından test edilir, çalıştırılır, yeni ihtiyaçlara ve geri bildirimlerle göre olgunlaşır, gelişir ve sonrasında da ürüne dönüşür” şeklinde konuştu.
Teknokentler, kamu bilişim altyapılarımız ve ülkemizin gelişimi için önemli bir misyon üstleniyor
Hamza Taşdelen, teknokentlere özellikle vurgu yaparak “Teknokentleri unutmamak lazım. Teknokentler, kamu bilişim altyapılarımız ve ülkemizin gelişimi için önemli bir misyon üstleniyor. Tabii bu alanda en önemli itici gücümüz; gençlerimiz. Gençlerimizi hem kamu hem özel sektör hem de üniversite ile yapılacak iş birliklerinde her zaman özel bir yerde tutmak gerekiyor. Farklı bakış açıları ve kimi zaman aykırı olarak tanımlanan düşünceleriyle projelerin başarısını çok daha yukarıya çekeceklerine gönülden inanıyoruz. Özel sektör ve üniversiteler yalnız başına PARDUS uyumlu ya da açık kaynak sistemleri geliştiremezler ya da temin etmek için enerji harcamazlar. Kamu isterlerini belirtecek; özel sektör ve üniversiteler de bu isterleri karşılayacak ürünleri geliştirmeli. Bu amaçla, ‘Kamu-Üniversite-Özel Sektör’ ekosistemi içinde, açık kaynak yazılım geliştiriciler bir otorite tarafından maddi olarak desteklenmelidir” dedi.
Genç bilişimcilerin gelişmesine katkıda bulunmak büyük mutluluk…
Taşdelen, ‘Dijital Türkiye’ yolculuğunun; ülkemizin çağdaş medeniyetler ligindeki yoluna devam etmesi ve hatta liderliğe yükselmesi için önemli bir süreç olduğuna dikkat çekerek şunları paylaştı: “Bu süreçte, biz AFAD olarak üzerimize düşen görevleri mesai mefhumu gözetlemeksizin yerine getiriyor, bütün gücümüzle çaba sarf ediyoruz. Bu çabamız neticesinde elde ettiğimiz tecrübe ve birikimleri, bir yandan afet ve acil durumların yönetiminde maksimum düzeyde kullanırken; bir yandan da kamu-üniversite-özel sektör ekosistemindeki paydaşlarımız için yerli ve milli bir örnek olmaya devam ediyoruz. Bu iş modelimizle; kamu kurumlarının ‘Dijital Türkiye’ yolculuğunun hızlanmasına; üniversite, özel sektör ve genç bilişimcilerin gelişmesine katkıda bulunmanın mutluluğunu yaşıyoruz.”
AFAD Başkan V. Hamza Taşdelen