Yeşil BT konsepti, sürdürülebilirlik açısından da önemli bir etkiye sahip
Dünya, BT sektöründe yüksek miktarda enerji tüketimi ve karbon salınımını azaltma amacıyla artık daha düşük nanometreli işlemciler, verimliliği yüksek depolama çözümleri, tamamen otomasyonla yönetilen iklimlendirme sistemleri, bulut bilişim, sanallaştırma ve yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanan veri merkezleri gibi çözümlere yöneliyor. Uzmanlar, Yeşil BT konsepti sayesinde atmosfere salınan karbon oranının yüzde 15 azalacağı ve enerji giderlerinde de yüzde 40’a kadar maliyet tasarrufu sağlanabileceğini belirtiyor. Bunun yanında veri merkezlerinin enerji verimliliğini ölçmek için de bazı kriterler üzerinden değerlendirmeler yapılıyor.
“Yeşil BT olarak adlandırılan elektrik kullanımı düşük, karbondioksit salımı en az seviyede olan çevre dostu teknolojilere doğru bir yönelim var” diyen Radore Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Kubilay Akyol, şunları kaydetti: “Veri merkezi bileşenlerinin harcadığı enerji ve neden olduğu karbondioksit salınımının çevreci bir bakış açısıyla yönetilmesi, yeşil BT kapsamında değerlendiriliyor. Yeşil BT konsepti, sürdürülebilirlik açısından da önemli bir etkiye sahip. Radore olarak biz de güç tüketimi ile kullanıldığımız yeni nesil iklimlendirme cihazlarımızla elektrik sarfiyatımızı azaltıyoruz. PUE oranlarımızı doğru orantılı olarak düşürüyoruz. Bu doğrultuda Radore'de kabin başına tahsis edilen gücün 3kw olduğunu söyleyebiliriz. Radore Veri Merkezi olarak iklimlendirme altyapımızda ‘Free Cooling’ adı verilen bir teknoloji kullanıyoruz. Bu teknoloji sayesinde yüzde 70’e kadar enerji tasarrufu sağlayabiliyoruz. Free Cooling iklimlendirmede kullandığımız suyun soğutulması için dış ortamdaki düşük hava sıcaklığını kullanmayı esas alıyoruz. Veri merkezi içinde sıcak hava koridorlarına hapsedilen 30-35°C değerindeki sıcak hava, hassas klima üniteleriyle emiliyor ve soğutuculardan (Chiller) gelen soğuk su ile 16-23° dereceye kadar soğutuluyor. Soğutulan hava doğrudan sunucu sistemlerinin soğuk hava girişlerine yönlendiriliyor. Bu işlem kış aylarında, dış ortamda bulunan soğutucu ünitelerinin kompresörlerini kullanmadan, doğal soğuk hava yardımıyla gerçekleştiriliyor. Kullanılan enerji tasarruflu teknolojiler sayesinde Radore’nin yıllık PUE oranının sektör ortalamalarının altında gerçekleşiyor. Bu oranlar oldukça memnun edici çünkü teknoloji sayesinde yüksek karbondioksit salınımının önüne geçerek çevreye karşı sorumluluğumuzu da yerine getiriyoruz. Ayrıca bu enerji verimliliği sayesinde sunucu kiralama, barındırma maliyetlerimizi düşürüyor ve bu avantajı müşterilerimize yansıtabiliyoruz.”
Zeki Kubilay Akyol, Rodore’nin çevreci teknolojiler konusunda 2018 yılında yapacağı çalışmalarla ilgili ise şu bilgileri verdi: “Bildiğiniz gibi PUE değeri, veri merkezine giren toplam gücün BT ekipmanları tarafından tüketilen güce oranını belirtir. Bu oranın düşük olması bir veri merkezinin ne kadar verimli çalıştığını gösterir. Radore’nin yıllık PUE oranı ortalaması şu anda 1,43 seviyesinde. 2018 için hedeflediğimiz PUE değeri ise 1,35. Örneğin Amerika Birleşik Devletleri’ndeki veri merkezlerinin ortalama PUE değerinin 1,85 seviyesinde olduğunu düşünürsek iyi bir seviyede ilerlediğimizi söyleyebiliriz. Sanallaştırma teknolojileri, enerji tasarrufu konusunda veri merkezlerine büyük katkı sağlıyor. Sanallaştırma çözümleri daha az donanım ile daha çok iş yapabilmenin yanında iklimlendirme ihtiyacını da en aza indiriyor. Radore olarak sanallaştırma teknolojilerine yönelik odağımızı her geçen yıl artırıyoruz. Kapasite artışıyla enerji kullanımı artsa da sanallaştırma çözümleri sayesinde bu artışı kontrol altında tutabiliyoruz. Bunun yanında 2018 döneminde altyapı tarafında da çevreci projelerimiz mevcut. PUE hedeflerimiz doğrultusunda Chiller borularında ısı yalıtımını amaçlayan yeni bir projeyi hayata geçirmeyi planlıyoruz.”