Yeşil Mutabakat bizleri bekler
Merhaba,
Bu haftaya çevresel gündemim yoğun, vakit yitirmeden giriş yapayım. Avrupa Yeşil Mutabakat Çağrısı (European Green Deal) adıyla yeni bir ekonomik strateji önerisi yayınlayan Avrupa Birliği (AB), mutabakat ile 2030’a kadar karbon salımını yüzde 50 azaltmayı, 2050 yılına kadar da net-sıfır karbon salım hedefine ulaşmayı hedefliyor. En büyük ticaret ortağımız AB ülkeleri olunca, Yeşil Mutabakat da Türkiye’yi yakından ilgilendiriyor. encazip.com kurucusu Çağada Kırım, Türkiye’nin Yeşil Mutabakat ile ilgili olarak gerekli önlemleri alması gerektiğine dikkat çekmiş. Çünkü misal Türkiye’deki şirketlerin yakın gelecekte AB’ye ihracat yaparken karbon nötralizasyon kriterini karşılamaları istenecek. Yani, AB ile iş yapan ülkelerin veya şirketlerin Yeşil Mutabakat konusunu dikkate alması şart. Tüm dünya yeni tip ticaret engelleri diyebileceğimiz, rekabet gücünü ve ticareti doğrudan etkileyen yeni nesil kriterlerle karşı karşıya ve Yeşil Mutabakat’a tam uyum esas. Çağada Kırım’ın dikkat çektiği gibi, Türkiye’nin elektrik üretimindeki yenilenebilir enerji kaynaklarının payının yüksek olması ise sevindirici
Mutabakata ilişkin değerlendirmede bulunan Ankara Özel Viromed Laboratuvarları Mesul Müdürü ve Avrupa Birliği Uzmanı Prof. Dr. Ayşegül Akbay ise mevcut tablonun dünyanın iyileşme süreci adına önemli bir başlangıç olduğunu belirterek Türkiye’nin iklim değişikliği karnesine değinmiş. Akbay, “AB’nin ve aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 57 ülkenin iklim değişikliği konusundaki performansının değerlendirildiği İklim Değişikliği Performans Endeksi 2021’e göre, ülkemizin ‘Sera Gazı Emisyonları’ ve ‘Enerji Kullanımı’ kategorilerindeki puanı zayıf. İklim uzmanları tarafından ‘İklim Politikası’ performansı için verilen puanı ise çok zayıf. AB kurumları iklim yasasında uzlaşırken, Türkiye’nin performans notu zayıf kalmamalı. Küresel iklim değişikliğiyle mücadelenin anahtarı olan yeşil ekonomiye geçiş için ülkelere sağlanacak fon ve teknoloji transferinden yararlanabilmeli” demiş.
Bir insanın yıllık ortalama oksijen ihtiyacını karşılamak için 8 ağaç gerekiyor. Bu dijital devirde kâğıt kullanımını azaltırken çevre dostu çözümlere ağırlık vermek ise artan öneme sahip. e-Dönüşüm çözümleri sunan E-Güven de e-imza hizmetleri ile kağıt ortamındaki iş süreçlerini dijital ortama aktarırken, doğa dostu platformu LetSign ile gerçekleştirilen her imzalama veya onay talebi de çevre yararına kullanılıyor. Panelinde kullanıcılarının takip edebileceği ağaçlandırma alanı bulunan LetSign, her kullanıcıya ya da kuruma ait 200 adet e-imza ve onay talebi gerçekleştirildiğinde kullanıcısı ya da kurum adına bir ağaç dikilmesini sağlıyor. Böylelikle doğa için sürdürülebilirlik kavramının destekçisi olan birey ve kurumlar için değer oluşturuluyor.
Bu kadar da değil… Rebul Şirketler Grubu, ‘Gezegene Teşekkür’ ağaçlandırma projesi ile 500 bin tohum topunu toprakla buluşturacak ağaçlandırma projesini başlatıyor. Projeyi küresel iklim krizine karşı sürdürülebilir ve inovatif çevre teknolojileri geliştiren sosyal girişim ecording ile hayata geçiren Rebul Şirketler Grubu’nun Yönetim Kurulu Üyesi Nüket Filiba; “Müşterilerimiz, satın aldıkları her Rebul ve Atelier Rebul ürünü ile projeye destek verebiliyor. Atelier Rebul mağazaları, www.atelierrebul.com.tr’den alınan ürünlerle QR kodlarımız müşterilerimize ulaşıyor. Bu QR kodlarını okutup ağaçlandırma yapılacak alanda, yer almasını istedikleri ağaç tohumunu seçebilecek ve tohum toplarının büyüme yolculuğunu e-posta ile takip edebilecekler. Rebul ve Atelier Rebul web sitelerimizdeki sayaçlarla kaç tohum topu atıldığını da takip edebilecekler. Bu tohum topları, ağaçlandırılacak bölgelerde yaşayan kadınlar tarafından hazırlanıyor, bunun için özel bir eğitim alıyorlar. Yani iklim krizine karşı kadınlarla birlikte mücadele ediyoruz” detayını paylaşmış.
Sırada vazgeçilmezimiz zeytinyağı var. Türkiye’nin ilk ve tek uluslararası zeytinyağı kalite yarışması Anatolian IOOC, yedi ülkeden yirmi dört jüri üyesinin katılımıyla, oleolog, yani ‘zeytinyağı tadımcısı’ Birsen Can Pehlivan’ın direktörlüğünde, Edremit Ticaret Odası ve Edremit Ticaret Borsası’nın katkılarıyla 29 Mayıs-1 Haziran arasında Edremit’te düzenlenecek. Yarışmanın panel liderliğini İtalyan Antonio Giuseppe Lauro yapıyor. Yarışma, Türkiye’nin üretici ve markalarına ilk kez kendi zeytinyağlarını kendi topraklarında, diğer katılımcılarla birlikte, uluslararası güvenirlikte bir jüriye tattırma olanağı sunuyor. www.anatolianiooc.com, soframızın vazgeçilmezi zeytinyağında en iyiler için takibimizde.
Paran mı var derdin var, hele bir de kripto paran varsa aman daha da fazla dikkat… Online anket platformu havucum.com verilerine göre, katılımcıların yüzde 70’i kripto para yatırımını güvenli buluyor, yüzde 72’si kripto para yatırımı yapmayı düşünürken, yüzde 35’lik kesimin halihazırda kripto para yatırımı var. Yatırımı olan katılımcıların yüzde 78’i ise bu yatırımdan kazanç elde ettiğini belirtiyor. Ama bu konuda dolandırıcılık haberleri de gırla… Kakıcı & Şimşek Hukuk Bürosu kurucularından Av. Elvan Kakıcı Şimşek, “Kripto para ile bir araç veya emlak alınması vergilendirme sıkıntısından dolayı engellendi. Dijital paranın ekonomik, teknolojik ve hukuki altyapısının oluşturulması için Hazine ve Maliye Bakanlığı bir eylem planı oluşturdu ve bitiş tarihi 31 Aralık 2021” bilgisini paylaştı. İyisi mi, artıyı, eksiyi, riski bilerek bir şeyler hedefleyelim.
Haftaya noktayı bir kitapla koyuyorum: Javier Castillo’nun Epsilon Yayınevi’nden çıkan kitabı “Aklımızı Yitirdiğimiz Gün”. Polisiye gerilim tarzı, hele de bu pandemi günlerinde bize iyi gelir, beterin beteri var diyerek teselli buluruz belki.
Sağlıkla kal,