Yıkıcı yenilikçi teknolojilerin iş dünyasına etkileri
Dr. Cebrail Taşkın – Hazine ve Maliye Bakanlığı
“Dijital dönüşüm, şirketlerin iş süreçlerinin tamamında teknolojiyi daha etkin ve yoğun kullanmaları olarak değerlendirilebilir. Bilgi ve telekomünikasyon teknolojilerindeki hızlı gelişmeler ve 2020-2022 yılları arasında yaşadığımız pandemi dijiital dönüşümü daha da hızlandırmıştır. Gartner’ın 2022 CEO anketinin sonuçlarına göre CEO’ların birinci öncelikli konusu %51 ile büyüme olurken, %34 ile teknoloji ikinci öncelikli konu olmuştur. Büyümeyi dışarıda tuttuğunuzda, iş dünyasının en önemli konusu aslında teknolojidir. Yıkıcı yenilikçi teknolojiler yaşamımızın her alanına girdi. Mobil internet, sabit interneti ikame ediyor, Whatsapp, Viber benzeri uygulamalar operatörlerin SMS servislerinin yerini aldı. Filmleri DVD’den izleme dönemi sonra erdi; Apple TV, Netflix ya da IPTV platformlarından izliyoruz. Yapay zeka ile donatılmış robotlar, insan zekasının yerini almaya başlıyor. Blockchain teknolojisi ile üretilen dijital para, cebimizdeki paraya gözünü dikmiş durumda… 2030 yılına kadar 50 milyardan fazla cihazın internete bağlı olması beklenmektedir. Ford GT’nin motor kontrol ünitesinde çalışan 10 milyondan satır kod bulunmaktadır. VW’nin yeni Golf serisinde 54 CPU işlem yapmakta ve veri toplamaktadır. Dünya’da toplam 1,5 milyar araç bulunmakta ve bunların %12’si, yani 192 milyon araç bir şekilde internete bağlanmıştır. Nesnelerin İnterneti (IoT), 3 boyutlu yazıcılar, akıllı cihazlar, kendi kendini yöneten otonom sistemlerde yaşanılan teknolojik gelişmeler mevcut iş modellerini yenileri ile değiştirmektedir. Dijital iş transformasyonu hemen hemen her endüstriyi etkilemektedir. 2030 yılı itibariyle tüm sanayi dijitalleşecektir. CEO ve üst düzey yöneticilerin %52’si dijital iş stratejisinin kaçınılmaz olduğunu belirtmektedir. Önde gelen organizasyonların stratejisi, dijital iş stratejisi olmaktadır. Dijital dönüşümü göz ardı eden şirketler 2030’da var olamayacaklar. 1920’lerde ortalama şirket ömrü 67 yıl iken bugün 15 yıla düşmüştür. Cisco Chairman’ı John Chambers, ‘bugün var olan işletmelerin üçte birinden fazlasının önümüzdeki 10 yılda olamayacağını ve dijital dönüşümü hedefleyen şirketlerin %70’inin başarısız olacağını’ öngörmektedir. Artık rakip geçmişten değil gelecekten çıkacaktır.
2030 yılında her 3 işten birinin; yazılım, robot ve akıllı cihazlar ile yapılacağı öngörülmektedir. Günümüzde yaklaşık bir milyon robot işletmelerde görev yapmaktadır, bunların %80’i araç üretiminde kullanılmaktadır. Yapay zekadaki gelişmeler ile birlikte robotların her alanda kullanılması beklenmektedir. Bunun sonucunda şirketler akıllı cihazları ve robotları işe alacaklardır. 2030’da yüksek performans gösteren organizasyonların %50’si, iş yükünü kişiler ve “sanal yetenekler” arasında dağıtması beklenmektedir. Evde ve iş yerinde insan ve akıllı cihazların etkileşimi artarak devam edecek, teknoloji bilen/anlayan insandan, insanı bilen/anlayan teknolojiye doğru bir değişim yaşanacaktır. Dijitalleşmenin sosyal sonuçlarından biri de etik değerlerde değişimler olmasıdır. Akıllı cihazların temel etik değerler ile çalışması ve güvenilirliğin sağlanması konuları bugünden tartışılmaya başlanmış ve “Digital Humanizm” kavramı oluşmuştur. Dijital teknolojilerin iş dünyası üzerind etkilerine daha bunlar bir başlangıç diyebiliriz, asıl etkileri önümüzdeki 10 yıl içinde daha çok göreceğiz. Marc Andreessen’in 2011’de Wall Street Journal da yazdığı ‘Yazılım dünyayı nasıl yiyip bitiriyor?’ isimli yazısında bahsettiklerine ek olarak Stephen Hawking de benzer bir çıkışla ‘Teknoloji bir noktada insanlardan daha üstün bir noktaya gelecek ve insanları ortadan kaldıracak’ çıkışını yaptı. Hawking’in tavsiyesi ise çok ilginç ‘İnsanlık acilen koloni yapabileceği bir gezegen bulmalı ve buralara yerleşmeli’ diyor. Durum bu kadar vahim mi? İnşallah değildir, yaşayıp göreceğiz. Dünyada bunlar olurken bizim de bir şeyler yapmamız lazım, hem işlerimizi ve hem de şirketlerimizi korumamız lazım. Dijital dönüşüm hem bir tehdit hemde çok iyi bir fırsat. Fırsata çevirmek için yapmamız gereken ilk şey ‘iyi planlama’ yapmaktır. Gartner tarafından yapılan bir araştırmada geleceği iyi planlayan şirketlerin ortalama üzerinde bir performans gösterdikleri görülmüştür. Yüksek performanslı, başarılı şirketlerin %50’den fazlası 20 yıl ve ilerisini planlamaktadır. Demek ki uzun dönemli planlar yapacağız.
Dijital dönüşümü başarılı bir şekilde gerçekleştiren şirketlerin rakiplerine oranla %26 daha karlı oldukları belirlenmiştir. Burada CEO’lara önerim iş planlarında dijital dönüşümü daha fazla değerlendirmeleridir. Şirketin DNA’larına dijitalleşme işlemelidir. Dijitalleşme yolunda yapılan her hareketin iletişimi yapılmalıdır. Dijital dönüşüm ile ilgili sürecin belli bir formülü yok, benim şirket yöneticilerine önerim: ‘güçlü yanlarınızı temel alın, çalışanları yanınıza çekin, zamanla evrimleşen bir vizyon yaratın. Vizyon önemli ama asıl önemli olan dönüştürücü vizyon. Dijital vizyonu oluştururken de 3 perspektif ele alınmalı: müşteri deneyimini yeni baştan tanımlamalı, operasyon süreçlerini yeni baştan tasarlamalı ve yeni iş modelleri tasarlamalıyız. Tüm dönüşüm programlarının başlangıç noktası, şirketlerin en tepesindeki vizyon, yetki ve bütçeye sahip yöneticidir. Dönüşüm programının sorumluluğu asla bir başkasına devredilmemeli. Bazen günlük işlere dalıp, dönüşüm işinin yönetilmesi ekipten birine delege edilebilir, bu tür işletmelerde dönüşüm programı başarısız olacaktır. Şirketler dijital dönüşümden sorumlu bir Dijital Dönüşüm Lideri (CDO) ataması yapmakta ve bütün süreci CDO üzerinden götürmektedirler. CDO’un vizyon sahini olması, strateji bilmesi ve teknolojiden anlaması ve aynı zamanda iyi bir lider olması lazımdır. Şirketlerin stratejik varklıklarını saptamalı, ellerindeki varlıklara bakarak stratejik olanları belirlemeli ve sonra bunların yeni dünyada da stratejik olarak devam edip etmeyeceğine karar vermelidirler. Bunlarla birlikte CDO’ların dijital dünya ve iş fırsatlarını üst yönetime ve yönetim kurullarına anlatmaları ve farkındalık yaratmaları büyük önem arz etmektedir. Teknolojiden Sorumlu Üst Yöneticiler (CIO, CTO) tarafından stratejik teknoloji haritası hazırlanmalı ve bu harita üzerinden IT yatırımları değerlendirilmelidir. Şirketler, organizasyon ve iş modellerinde değişikliklere hazır olmalı, inovasyon kültürünün oluşturulması ve çeviklik konularında gerekli aksiyonları almalıdır.”