Z Kuşağı teknoloji olmadan öğrenmek istemiyor
Hayatın her alanında kolay ve pratik bir yaşam tarzı benimseyen Z kuşağı, eğitim sistemi için de yeni arayışlar içinde. Yeni dünyaya şekil veren bu kuşağa öğretmen merkezli, ezbere dayalı klasik sistem yeterli gelmiyor. Teknolojik alt yapısının, yeni nesile en uygun eğitim yöntemini sunduğunu belirten Wall Street Institute(WSI), dijital ortamda yaşayan ve İngilizce öğrenmek isteyen Z kuşağına “Blended Method” ile ulaşıyor.
İnternetin ve teknolojinin dört bir yanımızı sardığı günümüzde, üniversitelerden yeni mezun olan Z kuşağı, çok farklı kişisel özellikler ve düşünce yapısı ile yetişiyor. Her şeyi hızlı yapan, en belirleyici özellikleri ‘hız’ olan bu kuşak, dil öğretiminde yaygın olarak uygulanan öğretmen merkezli, ezbere dayalı klasik sınıf sisteminde yeterli faydayı alamıyor. Bu nedenle, İngilizce öğrenmek isteyen Z kuşağı, kendisine uygun teknolojik alt yapıya sahip dijital sistem desteğiyle İngilizceyi daha çabuk ve daha rahat öğreniyor.
Wall Street Institute Yönetim Kurulu Başkanı Dündar Uçar, öğrencilerine ana dili İngilizce olan öğretmenlerle yapılan dersler ve sosyal aktivitelere ek olarak bilgisayar ortamında yararlanabilecekleri imkânlar sunduklarını dile getiriyor. Merkezlerinde, internet iletişimini en iyi kullanan Z kuşağına uygun teknolojik alt yapının olduğunu belirten Uçar, “Blended Method” ile dinleme, tekrar etme, okuma ve uygulamadan oluşan öğrenme süreci sayesinde İngilizce öğrenmenin kaçınılmaz olduğuna dikkat çekiyor.
İngilizce eğitim sistemlerinin son derece gelişmiş bir teknolojik altyapıya sahip olduğunu, bu altyapı sayesinde ingilizce öğrenmenin en etkin ve yenilikçi yöntemi olan “Blended Method” ile eğitim verdiklerini dile getiren Dündar Uçar konuyla ilgili şu açıklamaları yapıyor: ”WSI International genelinde yılda 200 bin öğrenciye, 6 bin öğretmen ve 30 bin personelle hizmet veriyoruz. Türkiye’de ise kuruluşumuzdan bugüne 16 merkezimizde 60.000’e yakın öğrencimize hizmet verdik. Öğrencinin bilgisayar ortamında yaptığı çalışmalardan hangi öğretmenle derse girdiğine, hangi aktivitelere ne zaman katıldığına kadar bütün detaylı bilgileri raporlayan bir teknolojik alt yapıya sahibiz. Teknolojiyi, verdiği hizmete bu anlamda dahil edebilen çağdaş eğitim metodunun tek temsilcisiyiz” diyor ve ekliyor: “2012 yılında dijital geliştirmeler için ayırılan bütçemiz 17.2 milyon dolardı. 2012 yılında bu tutarın 9.2 milyon dolarını, teknolojinin sağladığı kolaylık ve konforu eğitim sistemimize yansıtacak yenilikçi projeler için kullandık. 8 milyon doların tahsis edildiği diğer geliştirmeler de hız kesmeden devam ediyor. 2013 yılında, tüm dünyadaki öğrencilerimizi biraraya getirecek yeni sosyal iletişim platformumuz, interaktif web sitemiz, yeni dijital eğitici materyallerimiz gibi sektörde ilk olacak pek çok yeniliğimiz var. Dijital nesil olarak adlandırılan Z kuşağını dinliyor, beklentilerini anlıyor, ihtiyaçlarını karşılayacak ve hatta bir adım ileriye taşıyacak yatırımlar yapıyoruz. Bu gelişmeleri çok yakında bütün dünyaya tanıtıyor olacağız.”
“Blended Method”un, teknolojik altyapısı sayesinde, İngilizceyi yaşayarak öğrenme imkanı sağlayan çağdaş ve etkin bir eğitim modeli olduğunu belirten Dündar Uçar: “Ana dili İngilizce olan öğretmenlerle ve dijital ortamda yapılan pratikler ile harmanlanmış bir sisteme sahibiz. Eskiden gramer bilgisiyle bazı kitaplar okunabiliyordu. Şimdi o dönem bitti. Yeni çağda anında hareket etmek gerekiyor. İşittiğini anlamak, anladığını uygulamak gerekiyor. Bunun için de sürekli pratik yapmak gerekiyor. Bu da dijital ortamın desteğiyle mümkün oluyor. Bizim verdiğimiz eğitim, konuşmanın ve anlamanın iç içe olduğu bir sistem” şeklinde konuştu.
